Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya'dayız. 8 saniyelik
ihlal neticesi başlayan Rus uçağı krizinin tahrip ettiği ikili
ilişkilerin eski verimli ve güçlü düzeyine çıkmasının 8 yıl
almaması için her iki tarafın olağanüstü gayretine tanık
oluyoruz.
Rusya, herhangi bir komşu değil. 2020'de ticaret hacmini 100 milyar
$'a taşıma vizyonumuz var ve Rus uçağı kriziyle doğan aksaklıklar
ne kadar çabuk giderilebilirse bu hedef, daha gerçekçi hale
gelecek.
2012'de 34 milyar $'a kadar tırmanan ticaret hacmi bugün 23 milyara
gerilemiş durumda ancak son aylarda başarıyla yürütülen ilişki
restorasyonu neticesinde gözle görülür gelişmeler söz konusu.
5 milyon Rus turist, 15 milyar $ civarında dış müteahhitlik
hizmetleri, gıda, tekstil, otomotiv sektörlerinde karşılıklı
bağımlılık, ticarette milli paraların kullanımı ve bölge barışında
stratejik işbirlikleri...
Bu süreci sabote eden gelişmelere bakıyorum ve Türkiye'ye verilen
zararın büyüklüğünü daha net görebiliyorum. Ekonomik gücün Atlantik
etrafındaki ülkeler coğrafyasından Pasifik havzasına doğru kaydığı
dünyada Türkiye'nin artan jeopolitik önemi, Rusya için de hayati
derecede belirleyici...
Tam da bu noktada gayretimiz, daha verimli ekonomik ilişkiler
geliştirirken Rus uçağı krizi, Büyükelçi suikastı gibi yol
kazalarına imkân vermeyecek ilişki düzeyi tesis etmektir. Burada
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi gayretinin, iş dünyası tarafından
da desteklenmesi ihtiyacı vardır.