Soma'da 301 canımız gider, anında ortaya
çıkarlar. Ankara'da 102 gencimiz katledilir, yine ortalığa
dökülürler. Paris'te insanlık faciası yaşanır, yine üşüşürler
posta kutumuza… Tek istekleri vardır; faciadan
yararlanıp görünürlüklerini arttırmak.
Akbaba davranışıdır bu. Eğer ekonominin etik ve akıl
düzleminde olsaydı, buna "krizi fırsata çevirmek" diyebilirdik
ancak acılarımız ve insanlığın trajedileri üzerinden kendinePR
imkânı doğurmak, ahlaki bir tutum değil.
Dünden bir örnek; Paris'te 7 ayrı yerde patlama
olmuş 150'den fazla can kaybı var, yüzlerce yaralı,
ülkede olağanüstü hal ilan edilmiş, terör G-20 zirvesinin baş
gündemi olmuş… Ancak posta kutuma da mailler yağmaya başlamış;
"Fransa'daki terör saldırısını kınıyorum."
Üşenmedim cevap verdim ve sordum bir kaçına; "yoksa destek mi
verecektin?" Bu mailleri belli ki PR'cıları şekillendirmiş. PR
dediğim Public Relations, yani basın ve halkla ilişkilerbirim
veya ajansları… Devamında asla tersini savunamayacağınız "terörü
lanetliyoruz" türünden genel geçer laflar…
Yetmiyor, kurumsal logoları ve pişmiş kelle
gibi sırıtan başkan fotoğrafları.. Mailin dibinde rica notu;
"Şeref bey bu haberin yarınki ekonomi
sayfasında yayınlanması…" Soma'da benzer davranışı gösteren
birine "utanmıyor musun ölümlerimizden reklam fırsatı çıkarmaya"
diye çıkışmıştım.