Eğer Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında dünyada ilk 10
ekonomi arasında olma iddiamız varsa, bunu küresel
arenada ilk 10'a marka sokmadan başaramayız. Sorun,
küresel marka oluşturmanın GSMH'yi zıplatmaktan daha da çetin
oluşudur. Zira gelir artışı gerek şart olsa da "zaman"
yeter şarttır.
Turkcell'in New York Borsası'ndaki 15'inci yılı gong töreni için
buradayız. A Haber Ekonomi Müdürü Özlem Doğaner ve
meslektaşımız İlkin Öndeş ile meşhur 5'inci Cadde'deki
Türk markamız Simit Sarayı'nda kahvaltıdayız. Son derece şık
tasarlanmış Simit Sarayı'nda müdür Hüseyin Enç, New
Yorkluların simidi ne kadar çok sevdiğini anlatıyor.
Söylediği, simit gibi bizim geleneksel yiyeceğimizin, onlarca
uygulamasıyla küreselgörücüye çıktığı bu gibi yurtdışı
mağazalarda son derece beğenildiği... Amerikalılar bu ilginç
lezzeti benimsemiş ve bu da Simit Sarayı İcra Kurulu
Başkanı Abdullah Kavukçu'ya yeni yatırımlar için cesaret
vermiş...
Simit gibi tamamen bize ait bu ürün, küresel marka olur
mu? Eğer lezzeti ve ürünü "simit dünyası" üzerine inşa eder ve
sabrederseniz olur... Vitrindeki ürünleri incelediğimde şunu fark
ettim: Abdullah bey, simide dair her şeyi yapmış
ve her şeyin de simitle bağını kurmayı başarmış. Geriye,
marka olmanın sancılı yönü, sabretmek kalıyor.
Kahvaltı yaparken İstanbul'dan konuştuğumuz Abdullah bey, 5 yıllık
hedeflerinin 1500 mağaza olduğunu söylüyor.
2015'i 108'i yurtdışında olmak üzere 450 mağaza ile
kapatacak biri için pekâlâ varılacak bir hedef bu...
Nitekim bir sonraki mağaza Time Square'da yani dünyanın
metrekare kirası en pahalı meydanında açılıyor gelecek yıl.
Şirketin operasyonları da Londra'da merkezîleştirilecek.