Bu soruya aldığım cevap, genelde "tabii ki 29 harf. Bunu
ilkokulda öğretmediler mi sana?" şeklinde oluyor. Ama ben
bilemedim. Etrafıma bakınca, kullandığım harfleri saydıkça, Türk
markalarının adlarını hatırladıkça, q, w, x gibi harfleri görünce
sanki bana 32 gibi geldi.
Haa bir de @ karakteri var ki eğer internetle ilginiz varsa bu da
artık alfabemizden biri... Elektronik posta yazacak iseniz bunsuz
hiçbir şey göndermez, alamazsınız. Etti size toplamda 33
karakter...
Bir insanın kendi ülkesinde kendi ana dilini savunacak hale gelmesi
ne hazin bir tecelli... Ama başka bir çıkar yol da bulunamamış ki
Türkiye'de Türkçeyi savunmak, kendi dilimize karşı farkındalık
oluşturmak için bazı STK'larımız devreye girmek zorunda kalmış.
Türkiye "marka oluşturamıyor" teşhisinden hareketle küresel
markaların sesini, harflerini taklit etmesin diye kampanya bile
başlattık. Soru şudur: Küresel marka oluşturmak için Batı
dillerinin alfabelerine özgü harfleri ve kelimeleri kullanmak, şart
mıdır?
Eğer şartı ise, bu "yeter" midir? Gerek şart'ın "q, x, w, @" gibi
harf seçimi dışında, "küresel anlayışlarda" aranması gerekmez mi?
Nasıl ki çocuğumuza hans, jack, tom, Julia adını vermiyorsak,
işyerlerimize de ürünlerimize de yabancı isimler koymamız
gerekmiyor.
Şirket ortakları arasında yabancı bulunması halinde anlaşılabilir
bir durum sayabileceğimiz bu yabancı kelime merakının, sadece
dilimizi değil, algımızı da kirlettiği bir gerçek... Kaliteli mal
izlenimi vermek için ürünlere İtalyan, Fransız etiketi koymakla
kendi sanayimizin kuyusunu kazıyoruz.
Mehmet'in hakkını Coni'ye veriyoruz. Tekstil ürünlerimiz Avrupa'da
1 numarayken, ceketin içine, gömleğin yakasına yabancı yafta
yapıştırmakla, o ülkelere, o ülkelerin dillerine, sanayisine paye
verirken, kendi dilimizi küçümsüyoruz.
Kendimize mi güvenmiyoruz, ülkemize mi, dilimize mi? Türkiye artık
her alanda dünya ile rekabet edebilecek güçte ve cesarette... Türk
markalarını giysilerimizde, tabelalarımızda neden gururla
taşımayalım? Bu alışkanlığı artık sorgulamamızın zamanı gelmedi
mi?
Türkiye, küresel ekonomide yerini, yabancı ülkelerin dilindeki harf
ve kelimelerle değil, kendi kimliği, kendi ana dili içindeki harf,
kelime ve markalarıyla alması gerektiğini savunuyorum.