Alın teri kutsaldır ancak akıl terinin alın terini sömürdüğü bu
çağda akıl teri daha da kutsal hale geliyor. Ülkemizin alın terini,
akıl teriyle örtüştürmeye dünden daha fazla ihtiyaç duyulan çağda
yaşıyoruz zira...
Türkiye Zekâ Vakfı (TZV) olarak 19-20 Kasım'da ODTÜ Kültür ve
Kongre Merkezi'nde 4'üncü Zekâ ve Yetenek Kongresi'ni düzenliyoruz.
"AklınıKullan #KorkmaBitmez" mottosuyla zeki ve yetenekli
insanımızın ülke için akıl teri dökmesini amaçlıyoruz.
İhracatın hamalı değil efendisi olmak istiyorsak, kurala uyan değil
kural koyan olmak istiyorsak, nicelik ve cirodan değil nitelik ve
kârdan yürümek istiyorsak, alın terine muhtacız demektir.
TZV Başkanı Emrehan Halıcı, bu konuya son yıllarda verilen öneme
dikkati çekiyor ve "ülke zekâsı ve yeteneğine dair devletin, ilgili
birimlerin ortak strateji geliştirmesine yardım etmek" amacıyla bu
kongreyi düzenlediklerini belirtiyor.
Peki, alın teri ile akıl teri arasındaki katma değer farkı ne
kadardır dersiniz?
Otomobil ve bilişim üzerinden örnek; 1990'da Detroit'in ilk 3
devinin pazar değeri 36 milyar $ idi ve bunu 1.2 milyon alın
teriyle sağlıyorlardı.
2014'e geldiğimizde Silikon Vadisi'nin 3 bilişim devinin pazar
değeri 1 trilyon $ idi ve bunu yalnızca 137 bin akıl teriyle
sağlamışlardı.
Katma değer farkına bakın, alın terinin uç noktasında kişi başına
ancak 30 bin $ üretilebilirken, akıl teri sahibinin tek başına
üretime katkısı 7.3 milyon dolar.