Mademki kamu-özel ortaklığı diyoruz... Mademki "sanayi olmadan
asla" diyoruz... Mademki ille de "üreterek yüksek büyüme"
diyoruz... O halde herkesin ve her kesimin kendi üzerine düşeni
yapması gerekiyor ve bunu bizler yapmaz isek bizim yerimize
başkaları yapmayacak.
Sanayi bir şeyden çok üretmek demektir ve bizim 2023 hedeflerine
varabilmek için çok şeyden çok fazla üretmemiz gerekecek. Bu da
yetmeyecek, bu şeylerin niteliğini artırmamız gerekecek.
O halde sanayici ruhunu yeniden şahlandırmak için geçmişin
hayaletlerinden kurtarmamız şart. Geçmişin hayaleti, devleti
dolandıran sermaye, vergi vermeyen işadamı, kamu kaynaklarıyla
zengin olmak...
Bütün bunların işe yaramadığını, sürdürülebilir kalkınmaya çare
olmadığını yarım asırdan bu yana en yüksek maliyetten öğrendik.
Şimdi farklı zihin yapısına geçmeliyiz.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, Sabah'a yaptığı açıklamada, teşvik
belgeli yatırımlarda, yatırım yapılan fabrika binasının ve arsanın
emlak vergisinin alınmayacağını söylüyor. Evet, ama yetmez.
Yetmez zira bugün yatırımlar içinde arazi payının giderek
yükseldiğini görüyoruz. İstanbul Sanayi Odası'nın IS0 500
araştırmasında kârı, ya kalitesiz finansmana veya fahiş fabrika
arazi veya binasına verdiklerini gördük.