Türk Eğitim Sistemi Bulma Konferansı'ndayız… Salon, bu alanda
çok farklı disiplinlerin temsilcileri var. Ortak paydamız; eğitim
şart tamam da artık kendimize ait, kalıcı ve ideal eğitim sistemini
bulmak… Kürsüde, bizi bu çalışmaya davet eden Milli Eğitim Bakanı
Prof. Dr. Ziya Selçuk var… "Artık bulalım" diyerek söz başlıyor;
"dahi sayısı bizim ülke kadar olan uluslar var." Bu yüzden kıyameti
koparmamız, gayret etmemiz lâzım… Lâzım da… Bunun yöntemi ne
olmalıdır?
Zaten dün bizler İstanbul Hilton salonlarında sabah 9'dan akşam
6'ya dek hummalı gayretlerimizle bu amaçla çalıştık.
Amacımız net; eğitimi, çocukları yarına hazırlamaktan önce, bugüne
uyandırmak… Ortak akla değil, sivri akla ihtiyaç duymamız bu
yüzden. Ortalama akıl, vasatı besliyor ve bize yetmiyor.
Çünkü derdimiz büyük. Eğitim gibi hayati alanda arayışları
neticelendirip "artık bulalım" dedik. Bunun için değil "ben"
kavramı, "biz" kavramını da geride bırakıp, "hepimiz" olmak
zorundayız.
Reformdan yani formu yeniden şekillendirmekten fazla ihya ve
inşaya, inovasyondan fazlası olan yenileşerek dönüşmeye ihtiyacımız
var. Bakan Selçuk burada "tohum" örneği veriyor; "tohumu korumak ve
kısırlaştırıp saklamak yerine onun toprakta çürüyerek filizler
vermesi gerekiyor." Yerel düşünmek, küresel davranmak… Bakan
Selçuk'un bir başka paradigma değişiklik önerisi, milli ve
yerliliğe dair; "kudret ve irade, bilim olmadan işe
yaramıyor...