Kıtalar kavşağında, artan jeopolitik önemi ve küresel arenada kural koyucu hale gelmesi, Türkiye'nin yeni kabiliyetler geliştirmesini de zorunlu kıldı. Kötü müttefik yüzünden sektör sahibi olmamız bir yana, savunma sanayimiz, yeni ufuklar çizmeye başladı. Bunlardan biri de sektörün oyun kurucusu Aselsan'ın "akademi" atılımı...
Dün Ankara'da Aselsan ile üniversiteler arasında lisansüstü eğitim protokolü imza törenindeydim. Aselsan Akademi tanıtım programı için kürsüde Savunma Sanayii Müsteşarı Dr. İsmail Demir var: "Bilginin sanayie aktarılması için böylesi kurumlara ihtiyaç vardı."
Savunma sanayii, bir ekosistem ve sadece sektörün iyi olması yetmez, diğer sanayilerin de iyi olması şart. Aselsan Akademisi, mastır ve doktora programlarıyla milli ve yerli ürün geliştirme yolunda daha yoğun çabanın, entelektüel tarlası olacak.
Projenin fikir babası ve Aselsan Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Çelik, YÖK koordinasyonunda Gazi, Gebze Teknik, ODTÜ ve İTÜ gibi 4 araştırma üniversitesinin oluşturduğu "4'ncü nesil üniversite" kavramını ve kritik teknolojilerin millileştirilmesi stratejisini anlattı.