Asiac Asimov, ünlü bilimkurgu romanlarında;
"Üç Robot Yasası"ndan bahseder.
1- Bir robot bir İNSANA zarar veremez ya da zarar görmesine seyirci
kalamaz.
2-Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir İNSANIN
emirlerine uymak zorundadır.
3-Bir robot, birinci ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi
varlığını korumakla mükelleftir.
Bu üçlü algoritmaya göre robotların insanlara asla zarar
veremeyeceğini savunmuştu Asimov. Fakat yapay zekâyı geliştirenler,
Asimov'un üçlemesine, "sıfırıncı yasa" diye bir şey eklediler ve
işin rengi değişiverdi;
"Bir robot İNSANLIĞA zarar veremez ya da zarar görmesine seyirci
kalamaz." Bu mini(!) detay; doğal olarak üçlemeyi de etkiliyor ve
"bir robot, sıfırıncı yasayla çelişmediği sürece bir insana zarar
veremez ya da zarar görmesine seyirci kalamaz." Burada kritik olan;
"insanlığa zarar" kararını kimin veya kimlerin
tanımlayacağıdır.
Nitekim Stephan Hawkins'in uykularını kaçıran ve "yapay zekâ,
insanlığın sonunu getirecek" kaygılarını depreştiren de budur.
Vatandaşlık verilen ilk insansı robot Sophia'nın TV mülakatında
"robot insana zarar verir mi?" sorusuna verdiği cevaba bakalım;
"Siz bize iyi davranırsanız, biz de size iyi davranırız." Herkes
Sophia'nın melek görünümündeki güzelliğiyle mest oldu. Hatta ilk
vatandaş Safiye'nin Müslümanlığı, Suudi Arabistan'ın başı açık ilk
kadın vatandaşı olduğuyla oyalanırken "hayati detay" atlandı.
Güzel Sophia'nın eline silah verdiğinde ölüm meleğine dönüşeceği…
Daha şimdiden yüzbinlerce Sophia üretimine on milyarlarca dolar
ayrıldığı… Savaşt...