İngiltere'de her gün 400 nitelikli insan, ülkesini terk ediyor.
Almanya'da yılda 860 bin, ABD'de 400 bin "akıl" yurtdışına kaçıyor.
Gidilen yerlere bakıyoruz, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu
gelişmekte olan ülkeler... Oysa çok değil yarım asır önce
Almanya'ya beyinlerimizi kaptırdığımız yetmiyor gibi, milyonlarca
pazularımızı davul zurna ile yollamıştık.
Uzay yarışında aya insanlı sefer düzenleyen ABD Rusya'yı geride
bırakınca bir Rus yazarın yorumunu hatırlıyorum: "Onlar bizi
geçtiler çünkü onların Almanları bizden daha fazlaydı." Alman
dediklerinden biri, V5 roketini tasarlayan efsanevi Wernher von
Braun idi.
Bugün Türkiye 200'e yaklaşan üniversitesi, Avrupalı ve Amerikalıyı
daha uzun yaşatan iklimi, faunası, florası, 5 mevsim, 7 iklimi,
havası ve suyu ile nitelikli beyinleri çekebilecek imkânlara
sahip.
Cari açığın döviz faiz ikileminden daha derin olduğunu biliyoruz ve
buna "akıl açığı" diyoruz. Türkiye'nin daha nitelikli üretim için
daha nitelikli beyinlere ihtiyacı var. Üniversite kurmak yetmiyor,
buraları "kendi ülkesinde mutsuz" İngiliz, Alman, Rus, ABD'li ve
diğer ülkelerdeki nitelikli beyinlerle desteklemek gerekiyor.
Bu sayede bizim yurtdışındaki nitelikli beyinlerimize de "yeşerme
ortamı" sağlamış ve tersine beyin göçünü ülke kalkınmasına hizmet
eder durumda yönetmiş oluruz.
Daha geç olmadan üniversitelerimizi YOK etmeden, 1980 İhtilal
artığı YÖK'ten kurtulmak şart oldu. Hocaları, 675 memuriyetinden
kurtarıp Ar-Ge bütçesine bağlasak, ücretleri 3'e katlayıp cahil
profesörleri temizlesek ve okullarımızı "akıl cazibe merkezleri"
haline getirsek, fena mı olur...