Buluş, patent, kitap ve beste telif haklarının teminat olarak
gösterilebilmesinin önünü açıyor hükümet... Bu, bilgi fikir gibi
elle dokunulamayan değerlerin de kredi alırken teminat
gösterilebileceği anlamını taşıyor.
5 yıldır mevcut bankacılık sistemiyle yeni yatırımın,
sanayileşmenin, girişimciliğin artık yürüyemeyeceğine dair çok
fazla örnek gördük. Son olarak İstanbul Sanayi Odası ISO-500
araştırması, kârı kediye yüklediğimizi söyledi bize. Sanayici,
kazandığını niteliksiz finansmana vermiş.
Niteliksiz finansman, bankanın kredi faizi kadar bu krediyi vermek
için talep ettiği teminatlardan geliyor. Bir bakıma her 100 liralık
kredi için 250 liralık teminat istemeye kadar varıyor iş...
Hal böyle olunca, girişimci olmaktan ziyade paradan para kazanmak
ya da gayrimenkule yönelme cazip hale gelirken yatırımcı olmak
zorlaşıyor. Bu durumdan bankaların mutlu olduğunu sanmıyorum.
Neticede onlar da büyüyen ekonomiyi finanse etmenin sürdürülebilir
kâr anlamına geldiğini bilir.
Yığınca farklı finansman modelinin bizde yeterince gelişmemiş
olmasını da eşanlı sorgulamak şart. Şimdi katılım bankacılığı
yeşeriyor. Bunu teşvik etmek gerek. Risk sermayesinden proje odaklı
kredilendirmeye dek her yöntem, günün sonunda işin fiziki
garantisine dayanıyor.