Bundan 30 yıl önce Rahmetli Özal "1 milyon bilgisayarımız olsa,
Türkiye'yi uçururuz" demişti. Bugün, akıllı telefonları da sayarsak
neredeyse 77 milyonun bilgi- sayan bir cihazı var. Sorum
şu: Bilişim sektörü uçtu ama neden Türkiye uçamadı?
Burada sorun, bitlere baytlara harcadığımız kaynağı, bu
teknolojileri kullanacak insandan esirgememizdir. Bilgiye erişim
işleri halledecek sandık. Ulaştığımız bilgi bize çözüm
getirmedi. Zira teknolojik olmayan sorunu akıllı
cihazlarla çözmeye kalktık.
Üstelik bu sadece bizim sorunumuz değil. Teknoloji
üretenler bunu bizlere satıp küresel kâr rekorları kıra
dursun, biz de bilişim ile ülkeyi üst gelir grubuna
çıkarma yönünde yürümeyen planlar yapmakla meşgulüz.
Bu yüzden bilginin böylesine belirleyici olduğu
çağda, kamu, özel sektör, sivil toplum
örgütleri ve akademik dünyanın bir araya gelip
çalışması şart. 2020'de mobil kullanıcı sayısı 5.5
milyar, yıllık veri trafiği de 1 milyon
terabayta ulaşınca, bu büyük verinin dışında kalma
maliyetimiz de artmış olacak.
Herkesin, her yerde, her zaman, her şeyle, herkese ve her
yere ulaşabildiği yakın
gelecekte... Kamu yönetiminden askeri güvenliğe, özel
sektör verimliliğinden eğitimin içerik
kalitesine dek her alanda büyük
dönüşüm yaşanacak.