Davos geçen yıl da küresel gelir dağılımını tartışıyordu. Bu yıl
da gündem aynı... Aradan geçen 1 yıl içinde bu alanda kayda değer
hiçbir gelişme olmadığı gibi, ihtişam ile sefaletin arasındaki
uçurum daha da açıldı.
Şimdiki gündem 255 trilyon dolarlık dünya servetinin yarısını
elinde tutan %1'lik ihtişamın, diğer yarıyı bölüşmek zorunda olan 7
milyarın öfkesinden nasıl korunacağı... Neticede Davos, %1'in
temsilcilerinin ağır bastığı bir organizasyon.
Güvenliğin, özgürlükçü politikaların önüne geçmesi, tesadüf
değil.
%1'lik ihtişam, teknolojinin ve elindeki silah gücünün yardımıyla
kendisini %99'dan koruyabileceğini sanıyor.
Komşusu açken uyumak mümkün mü? Tarih "değil" diyor. %'lik ihtişam,
kendini korumak için 4.5 metrelik duvarı tamamlamadan önce %99'un
içindeki aç insan, çoktan 5.5 metrelik merdiveni o duvara dayamış
oluyor.
Düne kadar fakirliğin coğrafyası vardı. Misal Londra'da zengin,
Somali'de fakir olabiliyordunuz. Ancak şimdi ihtişam ve sefalet bir
kıvılcım mesafesinde duruyor bir diğerine...
Londra'ya gitmeye gerek yok.
Levent'teki Kanyon AVM'nin arka kapısı fert başına 3000 $'a
bakarken ana girişi 20.000 $'a bakıyor. G20 Zirvesi'nde
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünya mesajını hatırlıyorum; eşitsizliğin
toplumsal barışa muhtemel etkilerini hatırlatıyordu.
Tarihe bakın... Göreceğiniz, kaynakların eşit dağılmadığı
zamanlarda savaşların sahne aldığıdır. Bugün gezegen savaş
bulutları topluyor. Dünün ideolojik çatışma ekseninde şimdi, açlar-
toklar ayırtı var.
Hele ki eşitsizliği siz "%1'e yarısı, %99'a diğer yarısı" diye
paylaştırmışsanız, ufuklar huzur sunmaz size... Necip Fazıl'ın
dediği gibi; "bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa..."
Türkiye, yalnızca kendi içindeki eşitsizliği giderme yönünde değil
aynı zamanda küresel, bölgesel eşitsizlikleri azaltmak için attığı
adımlar, yaptığı yardımlarla dünyanın dikkatinde...