İran ile 12 yıl süren nükleer müzakereleri, çerçeve anlaşma
düzeyine ulaştı. Böylece İran'a uygulanan ambargolar kalkacak,
bloke edilen petrol paraları serbest bırakılacak ve ülke küresel
ekonomi içinde serbest oyuncu haline gelecek.
Bunun anlamı, Batı'da bloke edilen 7 milyar $ ile Pasifik
ülkelerinde tutulan 35 milyar $ ve kürenin tamamında toplam, İran'a
göre 60, ABD'ye göre 100 milyar $'lık petrol parasının ülke
büyümesi için ivedilikle kullanılacağıdır.
Hal böyle olunca bütün ülkeler, sisteme kabul edilen İran'ın
getireceği ticaret ve yatırım fırsatları için şimdiden
heyecanlanmaya başladı. Doğal olarak İran'ın doğal komşusu Türkiye,
bu fırsat penceresinde bir şekilde yer alacak.
Ancak sorun şu: İran fırsatından ne kadar yararlanacağız? Zira geç
kaldığımızı düşünüyorum. Gerekçelerim var. Öncelikle bu çerçeve
anlaşması dün imzandı ama müzakere süreci yıllardır sürüyor. Batılı
bu çerçeveyi bizzat çizen ve yöneten ülkeler olarak kendini çok
önceden pozisyonladı.
Ancak "bayram temizliğini bayram gününe bırakan" alışkanlık, burada
da kendini gösterdi ve İran fırsatı nihayet şimdi herkesin diline
vurdu. Oysa atı alan çoktan Tahran'ı geçti. Bize de pek çok alanda
nal toplamak düşecek gibi görünüyor.