Türkiye'nin ayakları yere basmayan festivali Teknofest'in
paydaşları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte, yarım
milyona ulaşan katılımcıları görünce dudaklarımızdan gayriihtiyari
şu ifadeler dökülüverdi; "bu maya tuttu!" Türkiye Teknoloji Takımı
Vakfı Başkanı Selçuk Bayraktar; "yüzbinlerce insan, yüzbinlerce
umut ve yüzbinlerce gelecek" müjdesini bu festival ile aldıklarını
söylüyor. Yeni Havaalanı, dünyanın en büyüğü olarak kalmamış,
şantiyesine ev sahipliği yaptığı Teknofest'i de içerik zenginliği,
katılımcı sayısı, taşıdığı mesajlarla en büyük etkinliklerden biri
haline getirmiş…
Gençlerin, çocukların, ana, baba, kardeş ve torunların doldurduğu
devasa alanda "sülale boyu katılım" çağrısının da karşılık
bulduğunu gördük. Seneye Atatürk Havaalanı'nda yapılması planlanan
ikincisinde Teknofest'in katılımcı sayısının 1 milyonu geçeceğini
rahatlıkla tahmin edebiliriz.
Peki, ayaklarımızı yerden kesen bu festival ile neler öğrendik?
Öncelikle yerli ve milli teknoloji hamlesinin başarılarına tanık
olduk. Gençlerin böylesi heyecana susamışlığını fark ettik.
Sergilenen savunma ürünleriyle "bu yarışta biz de varız" özgüvenini
kazandık. Pilotlarımız, ekiplerimiz, yarışan okullarımızla icat
çıkarabildiğimizden emin olduk.
On yıllardır bu anı bekliyordum; yıkılan değil durdurulan bir
imparatorluğun varisi olarak, teknoloji ateşinin bizim gençlerin
gözünde parıldayacağı anı…
Cumhurbaşkanı; "artık ey kahpe rüzgâr ne yönden esersen es" diye
umudunu aktardı bize. Ben de ufukların efendisi Türkiye yolunda
Muhyi'nin mısralarını hatırlayıverdim; "Sayılmayız parmağ'ile /
Tükenmeyiz kırmağ'ile / Taşramızdan bakmağ'ile / Kimse bilmez
ahvalimiz."