Emekliliği garanti, zammı garanti, haftasonu tatili garanti, 9
güne varan bayram tatili garanti, işten atılmaması garanti, yasayla
dokunulmazlığı garanti... sayıları 3.5 milyonu aşan 657'ye tabi
memurdan söz ediyoruz.
İşini doğru dürüst yapan ve devletin işleyişine katkı veren memuru
özenle ayrı tutarak diyorum ki, yukarıdaki garantileri vererek
aslında imtiyazlı bir örgüt kurduk. Bugün Git Yarın Gel Örgütü...
Hani işini savsaklayan, güvencelerin ardına sığınıp bürokrasi
üreten, devlet kapısını çile kapısına çeviren...
Bir insan neden "bugün gider, yarın gelir?" Çünkü devlet
kapısındadır ve ondan bu talep edilmiştir. Çünkü muhatabı bir
memurdur. Ve "bugün git yarın gel" demek, memurun şiarındandır.
İyi de biz bu devleti "E"leştirmedik mi? Hani e-devlet sayesinde
bugün git ve yarın gel olmayacaktı. Hatta devlet kapısına dahi
gitmeye gerek kalmayacak, ekran başında bürokrasinin bütün
"talepleri" karşılanacaktı?
Rahmetli Turgut Özal "bürokrasiden şikâyet" edince, neredeyse
havaya uçuruluyordu. Kendini var etme ve pozisyonunu koruma söz
konusu olduğunda inanılmaz yaratıcı olan bürokrasi, tehdit olarak
algıladığı her türlü "e-devlet" hamlelerine bir şekilde ya direndi
veya engel olageldi.
Değer yaratmayan iş süreçlerini koruyarak varlığını sürdüren
yığınca kurumumuz var. Mesela her birimizin vatandaşlık numarası
vardır. Hepimizin elinde sanal dünyaya ulaşacak ya akıllı bir
telefon veya bir bilgisayar da vardır.