Dönüşümü ben "daha iyi bir yarın uğruna, dünü geride bırakmak"
diye tanımlıyorum. Dünü inkâr etmeden, yarını tasarlayarak...
Geleceğini tahmin etmenin en verimli yolu,
onu inşa etmektir.
Yarını dert etmeyenin yarını olmaz. Falcısından fütüristine,
vizyonerinden liderine dek pek çok insan veya
kurum, bir sonraki adımın nerede olacağını düşlüyor,
araştırıyor, planlıyor.
Gelecek, arabanın ön camı gibidir. Gideceğiniz
yerin adresi orasıdır... Gözü sürekli dikiz
aynasında olan, ya otoparktadır veya geriye gidiyor
demektir. Geçmişi bu yüzden inkâr edemeyiz. Arabasında dikiz
aynası olmayan sürücü kendini tedirgin hisseder.
Ardımızda bıraktığımız yolu da bilmek isteriz.
Gelecek Atlası; Bank of America Merrill Lynch'in
araştırması... 2050'de dünyanın dönüşümünü
incelemişler. Türkiye'nin bu atlasta fazlaca yeri yok.
Zira gelecekçimiz yok, STK'larımız siyaset,
akademisyenlerimiz geyik üretme derdinde. Devlet Planlama
Teşkilatı'nı bu iş için kurmuştuk oysa...
Türk Kültürü'nde Yönetmek kitabında Acar Baltaş'ın yerinde bir
tespiti var: Batı dillerinde "vefa", "hatır", "gönül" kelimelerinin
karşılığı yoktur.