En kırılgan ülke damgası vurmaya kalkalı, 2 yıl olmadı. Derecelendirme kurumlarının kredi notu indireceğiz tehditleri de hâlâ hatırımızda... Döviz operasyonlarıyla artık G20'de olmamamız gerektiğini yazan kriz tellalı ekonomistlerin mürekkebi de henüz kurumadı.
Hele ki 2023 hedeflerini küçümseyip "yurdum insanı" alaycılığında Türkiye'yi yerden yere vuran içimizdeki İrlandalılar... Kurala uyan (tanımlanan) ülke olmak yerine kural koyan(tanımlayan) Türkiye olma, G20 Antalya Zirvesiyle başladı dedik, alay ettiler.
Ancak Antalya, sadece küresel arenada değil, yerli güç odaklarında da U DÖNÜŞÜ sağladı. Kimi "zararın neresinden dönersem kâr" dedi, büyük koalisyon mimarlığından tek parti hayranlığına döndü.
Kimi de alay ettiği her şeyden 180 DERECE çark etti, alaya aldığı 2023 hedefleri de dâhil, "yılmaz savunucusu" kesildi. Kimler mi? Adı şimdilik bende saklı kalsın ama siz de kolaycabulabilirsiniz. Google zaten bu işe de yarar.
Peki, ne değişti? Öncelikle G20 ile dünya, bükemediği bileği, öpmese de sıkmaya başladı. Bazıları ise "yok sensiz olmaz" şarkısında... Terör ve mülteci tezlerimizin onlara dayaradığını fark ettiler.
Yetmedi, güven endeksi tavan yaptı, haftasında yabancı yatırımcı akını başladı. Dövizin ateşi düştü, borsa yükseldi, kapananların sayısı düştü, yeni kurulan şirketler çoğaldı. Piyasa uzmanları(!) unutturmaya çalıştıkları 2023 hedeflerini hatırlayıverdiler.
Yalnız onlar mı? Yayınladıkları raporlar ile Türkiye'ye adeta meydan dayağı atmaya kalkanların ağız değiştirdiğine tanık oluyoruz. ABD ve İngiltere yayınları, Türkiye'ninküresel siyaset ve bölgesel ekonomiler içindeki mutena yerine vurgu yapar oldular.