Bu soru tuhaf gelebilir ama… Koalisyon arayışları sürecinde AK
Parti dışında ekonomiyi dert eden yok… Biliyoruz
ki Türkiye'yi yarına taşıyacak hükümet ihtiyacı ortadan
kalkmadı ve bunu da ekonomin sabrını taşırmadan
kurmak zorundayız. Başaramayacak isek seçimi
yenilemek de çözüme dahil…
Burada dikkatimi çeken şu; Görüldü ki AK Parti'nin içinde yer
almayacağı hiçbir çözüm; yok… Hal böyle olunca AK Parti'nin
yanında kimin yer alacağı önem kazanıyor. Tam da bu
noktada MHP'nin kendisini sandıklar açıldığı andan itibaren
"ana muhalefet" diye tanımlaması dikkat çekici. CHP ise her ne
kadar iş dünyası da Batılı çevreler de istese dahi, koalisyon
sürecine uygun dil geliştiremedi.
MHP ve CHP için sanki koalisyon hükümetinin ortağı olmak,
bir tür seçkinler oyunu gibi… Sandıktan çıkıp Meclis'e
gelince, AK Parti'nin bileğini bükmek, şimdiye
dek iktidarsızlıkla geçen bütün zamanın intikamını
almak gibi tuhaf bir psikoloji söz konusu…
Söylemlere bakıyorsunuz; erken seçim konuşulduğu ortamda,
sandığa gidildiğinde sankiekonomi hiç gündeme gelmeyecekmiş
gibi bir tutum içindeler. Oysa CHP seçim
kampanyasında ekonomiyi çok fazla ön plana
çıkardı, vaatler tavan yaptı. MHP de açık
artırmaya girmiş gibi vaat
yağmurunu sağanağa döndürdü.
Biliyorum ki bu vaatlerin hiçbiri tutulmayacak.
Zira bahane şimdiden şekillendi bile; "efendim bizi tek
başına iktidar yapmadığınız için…" Fakat sandık yolu göründüğünde
insanlar hatırlayacak. Seçmen soracak; "sana koalisyon içinde yer
alıp iktidar olma şansı verdik, ama kullanmadın."