Hayır; yanlış yazmadım ve bu başlığın elitokrasi (seçkinler yönetimi) ile alakası yok. Bu; daha ziyade bizimle ilgili... 1 milyon 300 bin KOBİ'nin "uzun yaşayamayışının" baş sorumlusu… Kurumsallaşamayan aile şirketlerinin can düşmanı… Kapanan firmaların ölüm sebebi…
Aslında elitokrasi; bir ulus içinde halktan ve gerçeklerinden kopuk yaşayanların yönetim iştahı diye tanımlarsak, eltikrasi de benzer dinamizme dayanıyor; şirketin gerçeklerinden ve iş hayatından kopuk bir grup insanın (eltiler ve yengeler, damatları da katabiliriz), yıkıcı rekabet ile aile şirketini krize sokmaları…
Ne mi demek istiyorum, detay vereyim: Son 1 yılda 110 bin yeni şirket kuruldu, 40 bini de kapandı. Rekor büyüyen dinamik bir ekonomide 110 bin şirketin kuruluşunu anlıyoruz. Fakat aynı ekonomik vasatta 40 bin şirket nasıl batar? Bu soruya TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun cevabı var; "kardeşler kavgası."
Peki, bu kardeşler neden geçinemez? Çünkü KOBİ kurumsallaşmamıştır ve eltiler gelinler savaşı, ortakları birbirine düşürmüş, hanede kalmayan huzur, şirketi de kapanmaya sürüklemiştir.
Rakam m? Genelde eltikrasi ile yönetilen iş dünyamızda aile şirketlerinin ancak üçte biri ikinci nesle kalabiliyor. Üçüncü nesle kadar yaşayanların oranı %10 civarında ve bunlar da genelde kurumsallaşabilenler.
Eltiler, şirketi nasıl yönetiyor dersiniz? Birkaç örnek diyaloga buyurun; "neden sabahları sen erken gidiyorsun, abin ne zaman sabah dükkânı açacak? Onların şunu da var. Ben de isterim." Netice; erkek patronlarımız, iş