Her toplum, dinamizmini dayandıracağı bir enerjiye ihtiyaç duyar. Tarım toplumunda bu, pazularımız ve onların yetmediği yerde hayvan gücüydü. Sanayi toplumunda makineleri icat ettik, onları kullandık. Bilgi toplumunda en büyük enerji, bilgiden geliyor. Ancak bir sorun var. Bilgi toplumunda ihtiyaç duyacağımız enerji, eskisinden az, torunlarımızın iştahı da bizimkinden düşük olmayacak.
1997'de genel yayın müdürüm, Dünya Enerji Zirvesi'ne gider misin diye sorduğunda "benim ilgim bilgi ekonomisine, bilgisayarlara" diye gönülsüz olmuştum. Fakat tek cümle ile ikna etmeyi başarmıştı beni: "Bütün dünya bilişimi kullanacaksa, milyarlarca bilgisayarın fişini nereye takacağız?"
Dün, Bakanlığın Ankara'daki Milli Enerji zirvesinde, tam da bunları konuştuk. Sahi Türkiye, enerjisiz düşünülebilir mi? Asla... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın işaret ettiği; 3T (Tedarik, Transfer ve Tüketim) Türkiye'yi bu alanda çok özel kılıyor. Nitekim benim yönettiğim panelin konuğu PETDER Başkanı Martin Thomas; "rekabet avantajı oluşturacak bütün faktörlere sahipsiniz ve bu da Türkiye'yi enerji evreninde başat aktör olarak ayrıştırıyor" diyordu.