Referandum sonrası güçlü liderlik ve siyasal
istikrarı kurumsallaştıran bir Türkiye, farklı bir
yarını da şekillendirmeye başlayacak. El freniyle
gelebildiğimiz noktayı dün itibarıyla geride bıraktık ve
şimdi hız vitesine geçtik.
İnsanın fikri "önceden" değişir ancak hayatı, "alışkanlıklar"
yönetir. Bizler dün sandığa giderek yeni bir fikre "evet" dedik.
Şimdi sıra bu fikrin gereğini yapmak ve düne dair
alışkanlıklarımızı değiştirmeye geldi.
Eski Türkiye, bürokratik oligarşinin
her iktidarın ensesinde boza pişirdiği, çok
katmanlı vesayetin zihin yapımızdan hayatın pratiğine dek
kamusal alanı kapladığı, çok başlılığınkafaları
karıştırıp, uygarlık yarışında hızımızı kestiği bir
Türkiye idi.
Yeni Türkiye, karar süreçlerinin hızlandığı, yönetişimin etkin
kılındığı, değer üretmeyen yapıların daha hızlı
tasfiye edileceği bir Türkiye olacak. Yüzde
50 katılımın dahi zafer sayıldığı Batı'nın bizdeki seçime
katılım oranına gıpta ettiği kesin. Şimdi halkın
yönetişimde başat aktör haline geldiği bir ülkedeyiz.
Sandıklar Batı'da ve
Doğu'da, günler öncesinden açılmıştı aslında... Evet
ile siyasi istikrarıgaranti altına alınmış Türkiye'yi
piyasalar satın almış, birkaç hafta öncesine dek yerdenyere
vurdukları ülkemiz için "methiyeler" sıraya girmişti bile.