İçişleri Bakanlığı; "frene değil, kurala güven" sloganıyla bir
kampanya düzenledi.
Bakan Süleyman Soylu, gerekçesiyle birlikte bu mesajı milyonların
cebine ulaştırdı, bence de çok iyi yaptı.
Hız tuzaklarıyla kamera pusularıyla trafiği yönetmeye kalkanlar
yerine, sürücüyü uyarıp onu da çözümün parçası olmaya çağıran
anlayış, kaza sayısını da dramatik şekilde azaltmış bulunuyor.
Bu bayram yollardayız yine ve frene değil kurala güvenirsek,
hayatta kalacağımız kesin. Arada trafik magandalarının kural
tanımaz otoyol haydutlarının sorun çıkaracağını biliyoruz ancak
toplamda yollar, geçmişe göre daha güvenli.
Öncelikle yollarımızın çoğu bölünmüş. Hatalı sollama ile gelen
kazalar neredeyse bitmiş. Aşırı hızın getirdiği ölümler, "sürücü
bilinçlendirme" kampanyalarıyla azaltılmış. Bir sonraki adımda
teknoloji devreye girince, 10 yıl sonra bayram kaza haberleri
okumayabileceğiz. Nasıl mı?
Otomobillerin de tıpkı cep telefonları gibi bilgisayarlaşmaya
başladığını görüyoruz.
Kaputu açınca motoru aküyü ve bir yığın kalın boru görmeye
alıştığımız otomobillerde şimdi kaputun altında bilgi işlemci,
iletişim sağlayan cihazlar ve yoğun veri kullanan sistemler
var.
Gelişmekte olan M2M (Makineler arası) teknolojileri zaten akıllı
cihazların, arada insan olmaksızın birbiriyle iletişime geçtiğini
biliyoruz.
Otomobillerde sürücüyü ortadan kaldıran köklü değişimlerin yanı
sıra her otomobilin trafikte bir diğeriyle konuştuğu çözümler
gelişiyor.
Bu gelişme, kendi kendine park eden otomobillerden daha farklı bir
gelecek sunuyor olabilir.
Misal trafik ve kaza gerçeğine teknolojinin vereceği cevap olabilir
bu... Önündeki aracı güvenli mesafeden izleyen motor sistemleri,
yandaki araca "fazla yaklaştın, uzak dur" diyen kaput altı
donanımları, sürücüye gerek kalmadan yavaşlayan akıllı
frenler...