Mademki şu gıda zinciri, enflasyon üretiyor, üreticiyi inletiyor
ve tüketiciyi tüketiyor; bu zinciri yeniden düzenleyemez miyiz?
Değer üretmeyen aracılar yüzünden tarladaki 50 kuruşluk domatesi
mutfağa 5 liraya tırmandıran bu zinciri kıramaz mıyız?
Gıda fiyatlarındaki dalgalanmalar, makroekonomik dengeleri bozacak
kadar şiddetli hale geldiyse, zincirin halkaları, sürecin
paydaşlarıyla bir araya gelip toplumsal uzlaşma sağlayamaz
mıyız?
Burada iyi haber; artık piyasa aktörlerinin de bu zinciri yeniden
düzenlenmesi gereğini görmesi… Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent
Tüfenkci, bu yılın ortalarına doğru yeni zinciri hayata
geçirebileceklerini söylüyor.
Artık işe yaramayan ezberimiz; aracılardan kurtulmayı söyler. Gıda
enflasyon için girdi maliyetlerine takılıp kalanlar, ucuz mazotla
bu zinciri terbiye edebileceğini sanır. Hatta "sallandıracaksın bir
kaçını…" diyenimiz dahi var.
Oysa sorun, bunların ötesinde… Üreticiye yaramayan, tüketiciyi
vuran, endeksleri sarsan, dövizi zıplatan, benzeri yığınca
hastalığın tetikçisi gıda zincirini iyice tahlil etmeden, akılsız
çözümlerle bir yere varılmıyor.
Misal halk pazarı sistemi… Ne idi neye dönüştü. Misal raf terörü
uygulayan market fahiş kârları… Neredeyse Cumhuriyetle yaşıt hal
yasaları, kabzımal kurumu ve diğerleri…
Bir zincirin gücü, en zayıf halkası kadardır ve gıda zincirimiz ne
yazık ki toplumu zincirleyecek kadar güçlü iken değer üretemeyecek
zayıflıktadır. Değer üretmeyen halkaları akıllıca tespit edip,
gerekmeyenleri ortadan kaldırıp, çağdaş çözüm halkalarını ilave
etmek zorundayız.
Aksi halde her ayın 3'ünde TÜİK enflasyon rakamlarını
açıkladığında, "domates biber patlıcan şeytan üçgeni" söylemini
mırıldanıp duracağız. Anlamadığım şu; yenim