Referandum neticesini ben; "Cumhurbaşkanına mutlak evet" olarak
özetliyorum. Siyasi istikrar ve güçlü liderliğin
kurumsallaşması vaadi ile sandığa gidip "evet" oyu kullanan
çoğunluk; şimdi bunun neticesini görmek istiyor.
Bundan sonra tam da söylendiği gibi yürünecek ve
partili cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kendi kurduğu,
Reis'i olduğu evine geri dönecek. Bunun
anlamı, güçlü liderliğin Anayasa referandumu ile
kayda alınması ardından, gereğinin
"hakkıyla" yapılmasıdır.
Sabah Yazarlar Kulübü olarak Anadolu'da Referandum
Buluşmaları düzenledik. Burada çok sayıda insanla; yeni
sistemi, siyasal ve ekonomik getirilerini
tartıştık, kafalardakitereddütleri dinledik, partililerle iç
içe olduk.
Gördüğüm, salonları; AK Parti'nin
kadınlarının doldurduğu idi. "Erkekler
nerede?" soruma gelen ortak cevap; "onlar bizim kadar
çalışmıyor" kabilindeydi. İzlenimim, Başbakan Binali
Yıldırım ve birkaç kabine üyesi dışında referandum
sürecinde partinin işe fazlaca asılmadığı oldu.
Fakat şimdi durum değişiyor. Başbakanlığı döneminde AK
Parti'yi dinamizmiyle iktidarda tutan, bütün
seçimleri kazandıran Kurucu Başkan, hanenin Reis'i,
yeniden eve dönüyor, bizzat kendisi işin
başına geçiyor.
Kamuoyu yeni sisteme "evet" diyerek, vaat edilen faydayı bir an
önce görmek, olumlu neticelerini almak ve daha iyi
bir Türkiye'de yaşamak istediğini beyan etti zaten…
Nitekim millete bizzat hanenin Reis'i; "bürokratik oligarşisi
sindirilmiş, çift başlılığı giderilmiş, koalisyonların
çift başlılığın el frenlerinden arındırılmış" bir gelecek
çizdi...
Daha etkin ve daha hızlı karar süreçleri, uyum
yasalarıyla kurumsallaşacak, 2019'daki seçime dek yığınca ev
ödevi hazır edilecek. Bunu da ancak ve
ancak yeniden partisinin başına geçen, güçlü
bir liderin etkin icra gücü sağlayabilecek.