Modern savunma stratejilerinin temelinde yatan budur. Çizgi
halinde savunma yapmayı reddeden, bölgesel savunma savaşını öngören
bir anlayıştır. Bizdeki karşılığı, Sakarya Savaşı sırasında,
"geçilmez Yunan Hatları" geçilince Mustafa Kemal tarafından
söylenmiştir; "o satıh bütün vatandır." Türkiye, bizi Birleşmiş
Milletler'deki Kudüs oylaması diplomasi zaferine taşıyan,
güvenliğimizi, sadece vatan sathında değil, sınırın da bir karış
ötesine taşıyan stratejilerdir.
Bugün ordumuz, bir yandan çatışmasızlık bölgeleri kurarken, dün
Afrin'de başlayan, Menbiç ile sürecek, Fırat Kalkanı benzeri
mücadele içinde… Biliyoruz ki askeri başarı; liderdeki siyasi
kararlılık kadar ordumuzun gücünden gelir ve zafer ancak ve ancak
ardında güçlü ekonomi olan silahlı kuvvetlerce sürdürülebilir
kılınır.
Dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2023 hedeflerine
ulaşılabilmesi için ülkemizin her şehrini kalkındırmaktan söz etti;
"Her şehri birer birer üretim ve istihdam üssü haline
getirmeliyiz." Bir de fabrikasını açtığı Kütahya için;
"İnşallah bölgesinin 2023 hedeflerimizi omuzlayan şehir olacaktır"
dedi.
Hattı müdafaayı, sathı müdafaaya çevirecek dinamik zaten vatan
sathındaki her potansiyeli değerlendirecek şehirler ile
olacaktır.