İngiltere'nin ayrılması ardından şimdi Avrupa Birliği,
geleceğini yeniden inşa etmek durumunda kalacak. Zira en güçlü
bacağın kopmasıyla birlikte, AB üyeleri kadar Türkiye'nin de
aralarında olduğu aday ülkelerin bütün anlaşmaları gözden
geçirilmek zorunda.
Tam üyelikten çıkış ilk kez oluyor. Çıkan ülke ne yapacak?
Seçenekleri sıralayalım; 1-Norveç Modeli (Avrupa Ekonomik Bölgesi
içinde yer almak) 2-İsviçre Modeli (ikili anlaşmalarla ilişki
sürdürmek) 3-Dünya Ticaret Örgütü Modeli (AB pazarı için DTÖ
kurallarıyla davranmak) 4-Brexit Modeli (AB ile İngiltere arasında
özel kurallar) ve 5-Türkiye Modeli (üye olmadan Gümrük Birliği
içinde yer almak)
Burada Türkiye; yaşlanan yavaşlayan, üyelerini kaybetme sürecine
girmiş, referandumlarla siyasi birliğini zayıflatan, durgunluktan
çıkamayan haliyle Avrupa Birliği'ne yeni şartlar dayatabilme şansı
yakaladı.
Hatırlayın; mülteci kozunu kullanmaya kalktık, 3 milyar euro sözü
verdiler. Ancak izleyen süreçte ikiyüzlü Avrupa, yan çizmişti.
Yetmedi; vize konusunda sözlerinde durmadılar. Şimdi hem kel hem
fodul haldeler ve şart ileri sürme noktasında değiller.
Son 10 yıldır papağan gibi tekrarladığım tezim şudur; AB, tam
üyeliği bize altın tepside sunacaklar. Ancak (onlar için) o kadar
geç olacak ki bunu reddedeceğiz.