Küresel krizin vurduğu Avrupa'da ihracat pazarımız
daralınca, dünyanın dört bucağınıkeşfettik. 250'den fazla
gümrük noktasına mal satar olduk, eksen kaydırdık, yeni
alanlara ulaştık.
Sonra kurdaki çılgınlık dönemine girdik. Dolar ile
ithal ve euro ile ihraç yapısıyla ihracatımız
yeniden darboğaza girdi. Öyle ki mayısta %19, ilk 5
ayda %8.3 ve son 12 aylık
süreçte %2.7'lik performans kaybı yaşadık.
Tıpkı 6 yıl öncesinde olduğu gibi bugün ihracatçı, içinde bulunduğu
durumu sorgulamayave yeniden çift haneli büyümenin
yollarını aramaya başladı. Sonuçta 2023 hedefi hâlâ geçerli ve
mevcut daralmanın bir sonraki
adımı farklılaştırması gerekiyor.
Farklı adım ne olabilir? Eksen kaydırma ve kur ile gelinen bu
noktada 60 bin ihracatçının ortak kanaati nitelik
boyutunda şekilleniyor. Kısaca kilogram değeri daha yüksek
ihracat için katma değerli üretim şart ve bunu sağlamak
zorundayız.
Türkiye İhracatçılar Meclisi TİM'in toplum gündemine soktuğu
inovasyon, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nın proje pazarında,
ilk sonuçlarını vermeye başladı bile. Fakat ben
birsıkıntı görüyorum. O da katma değer
artırıcı projelerin,
yalnızca otomotiv ve tekstildedeğil, makineden
turizme dek her alanda üretiliyor
olması gerekir.
Üretmek de yetmiyor, bu projeleri tanıtmak, Anadolu'da
roadshow'a çıkmak, ihracata mal ve hizmet üreten her odağı,
bunlardan haberdar etmek zorundayız. Katma değere muhtaç
öylesi üretici biliyorum ki ihtiyaç duyduğu çözümün
varlığından habersiz ve belki dekomşu ildeki proje
pazarında çoktan sergileniyordur.