Şeref Oğuz Sabah Gazetesi

İhtiyaçlarımız icatların anasıdır

Eğer elinizdekiler, günlük ihtiyaçları karşılamaya yetmiyorsa ya da mevcut alışkanlıklarınız kullanışsız hale gelmişse, icat çıkarma zamanınız gelmiş demektir. Buna ister Ar-Ge deyin, ister...

08 Temmuz 2018 | 96 okunma

Eğer elinizdekiler, günlük ihtiyaçları karşılamaya yetmiyorsa ya da mevcut alışkanlıklarınız kullanışsız hale gelmişse, icat çıkarma zamanınız gelmiş demektir. Buna ister Ar-Ge deyin, ister inovasyon, netice değişmez; ihtiyaçlarınız size icat çıkarmanız gerektiğini haykırmaya başlar.
Ataların sözüdür; "durduk yerde icat çıkarma." Biz bunu yalnızca "icat çıkarma" diye kısaltmış, inovasyon eksiğimize "kültürel mazeret" yapmışız.
Oysa bu çetin coğrafyada başı her sıkıştığında, "ihtiyaç duyduğunda" icat çıkara gelmiş, problemlere çözüm üreterek var olabilmişiz.
Bana göre sorun; icada ihtiyaç duyma noktasındaki idrak gecikmesidir.
Nitekim yıllardır yazar dururum; bizde kaynak değil idrak sorunu var diye...
2009'da Küresel Kriz Avrupa'yı vurunca ihracatçı, eksen kaydırmayı icat etti ve dünyanın sadece Batı'dan ibaret olmadığını keşfetti.
Yetmedi, katma değer olmayınca ihracatın hamalı olduğunu fark etti, inovasyon ihtiyacını keşfetti.
Yıllardır Ar-Ge'ye milyarlarca dolar para akıtan bizlerin, arzulanan başarıya neden ulaşamadığımızı sorguluyorum.
Yasa sorunu vardı, çözdük, kaynak sorunu vardı, hallettik, teşvik sorunu vardı ziyadesiyle verdik.
Peki, neden AR'aştırdığımız kadar GE'liştiremiyoruz? Kaçımız bu açmazın farkında bilmiyorum ancak emin olduğum şudur ki idrak gecikmesi var bizde.
Farklı olandan KORKU, bize benzemeyenden NEFRET, rakiple düello yerine PUSU, akıl yerine KURNAZLIK, sabır yerine TELÂŞ, merak yerine BİAT, bilgi yerine KANAAT ve özgün yerine TAKLİT...
İnovasyon, "eski köye yeni adet" getirmek ise, köyün; kendi eskimiş seçenekleri dışında, "yeni" alternatifleri üretmeye izin vermesi gerekmez mi? Eğer idrak gecikmesi sorununu aşarsak, ihtiyaçları daha erken fark edecek, bunun doğal neticesinde gereken icatları çıkarabileceğiz.
Bu yüzden ben her kurumun, kamu ve özel sektörün, kendi içine yönelik devrimci adımla gözlem yapması gerektiğini savunuyorum. Değer üretmeyen süreçleri tespit, yeni ihtiyaçları tanımlamak ve küresel akımları gözleyerek geleceğe dair sorunlar envanteri oluşturmalı.
Bunu bir kez idrak edince; pekâlâ icat çıkarır, dünya prömiyerindeki hiçbir yarıştan geri kalmayız.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Şeffaf ve güçlü Devlet AŞ 19 Kasım 2018 | 4.688 Okunma Fakir ülke zengin ülke farkına dair 18 Kasım 2018 | 5.975 Okunma Türkiye’nin kadın gücü 16 Kasım 2018 | 4.240 Okunma 2023 için yap-kirala-devret modeli 15 Kasım 2018 | 4.772 Okunma Gençler 1 günü 34 saat hissediyor 14 Kasım 2018 | 5.293 Okunma