Küresel krizin etkileri Avrupa dâhil ülkemizde de
hissedildiğinde, psikoloji süreci olumsuz etkileyenler ortalığı
kaplamıştı. 21 Nisan 2009'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de
bıkmadan usanmadan sükûnet tavsiye ediyordu.
Söylediği, "Türkiye'nin küresel krizi en az zararla atlatan ülke
olacağı" idi. Felaket tellallarına seslenerek, "Bize bu küresel
kriz teğet geçecektir.
Türkiye'de bunun aksini iddia edenler, bu psikolojik süreci olumsuz
etkileme gayreti içinde olanlardır.
Felaket tellallarının beklentilerine olumsuz cevap gelecektir"
diyordu.
Biraz sabır önerisini dinleyenler oldu, inanmayanlar oldu.
Sabredenler, paniğe kapılmadı, dolara dadanmadı, işçisini eve
göndermek yerine onlarla anlaştı, tedarikçisini dolandırmadı,
müşterisini terk etmedi. Ancak felaket tellallarına inanmayı tercih
edenler, kısa sürede yeniden canlanan ekonominin nimetlerinden
yeterince faydalanamadı.
Bugün Recep Tayyip Erdoğan bu defa Cumhurbaşkanı olarak ulusa
sesleniyor ve tıpkı 2009'da yaptığı çağrıyı yineliyor:
"Yine teğet geçecek." İleride hatırlanacağından, tarihe not düşmek
adına Erdoğan'ın sözlerini kaydedelim:
"Yastığı altında döviz olanlar gelsin parasını altına dönüştürsün,
gelsin parasını TL'ye dönüştürsün. Bu adımı attığımız sürece
birilerinin oyununu bozarız.
Gelin bunu yapın. 2007-2008'de yaptılar.
O zaman 'teğet geçecek' dedim.
Yine söylüyorum, teğet geçecek!" Vatandaş bu çağrıya kulak
verir.
Ancak yetmez, bankaların faiz indirme ve kredide, işadamlarının
yatırımlarda, odaların üyelerine üretim desteği sağlamada,
bürokrasinin işlerin önünü açmada hevesli olması, bu çağrıya uyması
gerekiyor.