Böyle bir plan var mı? Birkaçı dışında yok tabii ki... Ama olsaydı iyi olurdu. Zira Trump'ın ilk 100 gün vaatlerine bakınca, iş dünyamızı derinden etkileyecek rota değişikliklerini fark edebiliyorsunuz. Batı dillerinde "vefa", "hatır", "gönül" kelimelerinin karşılığı yoktur. Çünkü bu dillere kaynaklık eden kültürlerde bu kavramlar yoktur. Buna karşılık "vizyon", "misyon", "strateji", "plan" kavramlarının karşılığı da bizim dilimizde bulunmaz. Bizim geleneğimize göre "kervan yolda düzülür", "istim arkadan gelir." Planla yol alma alışkanlığı yavaş yavaş yeşeren kurumlarımızda, en fazla "Hillary planı" vardı ve sorguladığım iş dünyası temsilcilerinden edindiğim özet "böyle gelmiş ise (muhtemelen) böyle gidecek" şeklinde... Ama Trump, ezber bozan tutumuyla, "fazlasıyla ciddiye alınması gereken" biri... StratejiCO'dan Selim Oktar "Türk yöneticiler her ne kadar krizleri yönetmeye ve tekrar toparlanma sürecinde büyümeye alışmış olsalar da politik risklerden kaynaklanan uzun dönemli belirsizlik süreci pek de alışık olmadıkları bir durum" analizini yapıyor. Özellikle dolar borcu ve TL alacağı olanlar, AB ve ABD pazarlarına çalışanlar, asgari ücret düşüklüğü ve ucuz işçi maliyeti ile iş modelini kurmuş şirketler dikkatli olmalı ve stratejilerini gözden geçirmeli. Alınan her kararda temkinli olmak önümüzdeki dönemin altın kuralı olacak. Yeni normal var olanı korumak ve küçük adımlarla sürdürülebilir büyümeye yönelmek, bunun yanı sıra konjonktürel olarak ortaya çıkacak fırsatları değerlendirmek olmalı. Trump'ın seçilmesi yeni dünya için sadece bir işaretti. Yeni dünyanın yeni kurallarına hoş geldiniz. Peki, elinizde "karmaşada yol alabilmek için"