Her 100 liralık kredi için 240 liraya varan teminat istenirse, sürdürülebilir yüksek büyüme nasıl olacak? Olamayacak ve finansmanın böylesine pahalı olduğu yerde yatırımlar için dış kaynak zorunluluk olmayı sürdürecek.
Bu durum büyümeyi dış borca bağladığı gibi cari açık üzerinde olumsuz baskı yapar. Eldeki bankacılar, hemen hiç risk almaksızın kolay kazanç peşinde koştuğundan finansmana erişim, yatırımcının en büyük kâbusu haline gelir.
Hele ki kârının üçte ikisini finansman giderine harcıyorsan, hangi kaynakla ilave yatırım yapacak, ürün geliştirecek, Ar-Ge bütçeleyecek, tanıtım, reklam, marka çalışması yapacaksın.
Yapamadığın içindir ki yüksek büyümeyi sürdürmekte zorlanıyoruz. Durum tespiti buysa çare nedir diye soruyoruz. Çare, faizi indirmekten geçiyor. Çare, daha uygun şartlarda kredi kullandırmaktan geçiyor.
Peki çözüm? Bankaların ülke kalkınmasına daha fazla omuz vermesine dairdir ve bunun için yapılması gereken, mevcut sistemde köklü değişikliğe gidilmesidir. Misal, kalkınma bankacılığı da sisteme katılmalıdır.