Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Referandumu sürecinde fazlaca
zikredilenlerden biri, bürokratik oligarşinin tasfiyesi ve yerine
daha etkin kamu yönetimi getirilmesiydi. Arkadaşımız Hazal Ateş
özel sektörden kamuya CEO transferini ve bu CEO'ların kamuyu özel
sektör gibi yöneteceğini yazdı.
Amaç, kamunun insan kaynağı kalitesini artırmak ve idari yapıyı
performansa dayalı hale getirerek görev, yetki sorumlulukları CEO
mantığına taşımak... Bürokrasiye CEO aşısının karşılaşacağı ilk
sorun "oligarşi" algısı. Bunun için çok sıkı itibar tamiratına
ihtiyaç duyacaklar.
Bildiğimiz şudur; eğer itibar elden gitmişse, geri kazanılması,
tamiratı çok zordur. Bu yüzden itibarı kaybetmemek gerek. Fakat
diyelim ki başaramadık ve firmamızın itibarı zedelenmiş. Giden
itibar yeniden kazanılabilir mi?
Global iletişim danışmanı Burson- Marsteller'ın yaptığı CEO
Sermayesi Araştırması sonuçlarına göre, bir şirketin zarar gören
itibarının zamanla eski konumuna getirilebileceğini düşünenlerin
oranı % 97.
İş dünyasının etkin isimlerine göre şirketlerin zedelenen
itibarlarını eski konumuna getirmesi yaklaşık 4 yıl (3.65 yıl)
sürüyor. Araştırma, CEO'lar hakkında ilginç bulgular da ortaya
koyuyor.
Buna göre yeni göreve başlayan CEO'lara, şirketi yeniden
yapılandırmaları için en fazla 22 ay süre tanınıyor. "CEO'lar tüm
gözlerin kendi üstlerinde olduğu bir ortamda hızla performans
gösterme baskısı altındalar" diyen Dr. Leslie Gaines-Ross,
araştırma hakkında şunları söylüyor:
"CEO'ların kurum itibarı üzerindeki etkisi ciddi ve sürekli biçimde
artıyor. Yatırımcılar herhangi bir şirketin hisse senedini satın
alıp almamak yolundaki kararlarını, o şirketin CEO'sunun itibarına
göre şekillendiriyor."
CEO'ların kurum itibarı üzerindeki etkisi 1997'de % 40 iken, bu
oran % 60'a yükselmiş ancak küresel krizde CEO'ların etkisiyle
yeniden %40'lara düşmüş durumda. CEO'lar çok daha zor kararlar
vermek üzere göreve geliyorlar.
Kamuoyu karşısında kurumlarının görünen yüzü, etik değerlerin
temsilcisi ve kaybedilen itibarın tamircisi oluyorlar.
Araştırma, neticede şunu haykırıyor: "Ben satışıma bakarım" mantığı
artık yeni dünyada fazlaca bir övünç vesilesi olamıyor. Kamu CEO'su
olacaklar "vatandaş yararını", makam ve mevki yerine koymalı,
"koltuğundan güç alan" bürokratik oligarşi yerine "koltuğuna güç
veren" itibara erişmeyi hedeflemelidir.