Toplamda 41 bin yataklı 30 milyar liralık 29 proje... Başarının
sırrı iyi düşünülmüş ve doğru uygulanmış, "Kamu Özel İşbirliği"
modelinden geliyor.
Tıpkı Yap-İşlet-Devret modelini kendimize has yorumla, yığınca mega
projede başarıyla uyguladığımız gibi, kamu özel sektör işbirliği de
semeresini vermeye başladı.
Devletin her işi kendi başına yaptığı zamanlar geride kaldı.
Ekonomide devletin ağırlığını azaltmak gereği ortaya çıkınca
özelleştirme baş tacı edildi.
Başarılı olundu da... Ancak yeni dönem, ne kamu ne de özel sektörün
tek başına davranamayacağı kadar karmaşık ve rekabetçi hal alınca,
kamu özel işbirliği konuşulur oldu.
Batı dünyası PPP (Public Private Partnership) örneklerini geliştire
dursun, Türkiye'nin bu yeni ve farklı alanı iş modellerine katması
uzun sürmedi. Bundan 10 yıl önce hastaların sedye üzerinde
koridorlarda yattığı, kapı kapı yatak arandığı dönemdeki sağlık
sektörünün içinde bulunduğu çaresizlik, PPP modeli için biçilmiş
kaftan oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde
millete verdiği bir söz vardı: "Benim vatandaşımı hastanenin
kapısından çevirenin alnını karışlarım." Bu, sözde kalan bir vaat
olmaktan çıktı, kısa sürede sağlık sistemi iyileştirilmekle
kalmadı, sağlık sektörü, sağlık turizmi gibi yeni kavramlarımız
yeşerdi. Bugün sağlık sektörü, PPP modeliyle farklı ufukları
zorluyor. Özel sektör ile kamunun işbirliği, büyük projeler için
ilham kaynağı oluşturuyor.