Türkiye, mayısı zirveler ve küresel ilişkilerle
geçiriyor. DEİK/ Türkiye- ABD İş Konseyi
(TAİK) ve American Turkish Council (ATC)
36. Ortak Yıllık Konferansı'ndayım.
Washington'daki Trump Int'l Hotel'in
salonlarında iki ülkenin ekonomik ilişkileri konuşuluyor.
Bunun detayını yarın yazacağım.
Aynı saatlerde İstanbul, Karadeniz Ekonomik İşbirliği
Teşkilatı (KEİ) 25'nci Kuruluş Yıldönümü Zirvesi'ne ev
sahipliği yapıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
821 delegenin katıldığı zirvede "bölgesel
istikrar" çağrısı yapıyor, pasaportsuz seyahatten,
daha yoğun işbirliğinden söz ediyor.
Çeyrek asır, kurumlar için bazı başarıların da
gerçekleşmesinin bekleneceği yeterli zamandır. Eğer bu süre
içinde önemli atılımlar olmamışsa, ya bu
kurumun varlık sebebiortadan kalkmış veya yönteminin
gözden geçirilme vakti gelmiş demektir.
Ben KEİ'nin artık varlık sebebini zamanın
ruhuna uygun hale getirmesi
gerektiğineinanıyorum. Neticede 350
milyon insanın yaşadığı 12 ülkeden, 2.7
trilyon $'lık gelirden söz ediyoruz.
Kabaca hesapla fert başına 7 bin 714 $'lık gelir
ile Karadeniz havzası, orta gelir tuzağından 25 yıldır
çıkamamış görünüyor. Peki, Atlantik
havzası?
Ortalamalar yanıltıcı olsa da yaklaşık 20 bin
$'dan söz ediyoruz.
Türkiye, 2002'deki 3 bin $ civarındaki kişi başı
gelirini 10 bin $'ın üzerine çıkarmayı başarmış bir
ülke... Bu alanda geliştirdiği yığınca yetenek var ve
şimdi benzer enerjiyi, bölgesine aktarmak
istiyor.