Kalite ve kârlılık gibi kavramlar, niteliğin ifadesidir ve şimdiye dek yapabildiklerimizin bir sonraki aşamasına geçişi özendirir. Bu tabloya bakın ve söyleyin; TİM verilerinde bazı sektörlerin ihracat kilogram fiyatı, hangi alanlara yoğunlaşmamız gerektiğini anlatıyor bize.
Bundan da önemlisi, ihracatın ithalatı karşılama oranıdır. Şu anda ülkemiz 100 $'lık ihracat için 65 $'lık ithalat yapıyor. İhracat artarken ithalatı da şişirdiğimiz bir gerçek. Eğer bu dışa bağımlılık oranını aşağı çekemezsek 2023'te 500 milyar $'lık ihracat için en az 800 milyar $'lık ithalat şart olacak.
Burada ihracatın hamalı mı efendisi mi olacağız; kararını vermek zorundayız. Aslında bu kararı çoktan verdik fakat alışkanlıklarımız hala düşük katma değerli üretimde... Bu açıdan bizim yeni bir yönteme ihtiyacımız var.
Ben yöntem olarak, ihracatın ithalata olan bağımlılık yüzdesinin esas alınıp belli bir limit getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Misal bir sektör veya mal grubunda 100 $'lık ithalat için 20 $'dan aşağı ithalat şartı getirilebilir.
Yerli ve milli sanayimizi dışa bağımlılıktan kurtarmak için bazı köklü kararlar almanın zamanı gelmiş bulunuyor. Kazandırmıyorsa ihracat yapmanın ne âlemi var? Öyle sektörler biliyorum ki ithalatı şişirmekten başka işe yaramıyor.
İhraç ürünlerinde daha az ithalat yapma yönünde alınacak karar ve teşvikler sayesinde ihracatın kilogram değeri artar ve cari açık üzerindeki baskı azalabilir. Özetle kazandırmıyorsa ihraç etmeyelim.