Ordudan eğitime, polisten yargıya dek hayatın her alanına sızmış
FETÖ elemanlarının teşhis ve temizliği sürüyor. Asker, YÖK,
okullar, kamu kurumları ve yargı alanlarından sonra dikkatler iş
dünyası, finans ve STK'lara geldi.
Burada dikkat çekilmesi gereken nokta, iş dünyasında temizliğin
sanıldığı kadar kolay olmadığıdır. TUSKON'u kapatmak, işin
kolayı...
Zira devleti tehdit eden başkanının amacı ve tehditleri
belliydi.
Sorun, 365 odanın hangisinde, ne derinlikte sızdıklarını
belirlemenin zorluğundadır. "TOBB'unu" birden kapatmak, öteden beri
savunduğum fikirdi. Toptan kapatmasak dahi üyeliği yasal
zorunluluktan çıkarıp gönüllülük esasına getirsek, ülke ekonomisi
için faydalı olanların kendiliğinden ayıklanmasını sağlasak
diyordum.
Darbe girişimiyle açığa çıkan şer enerji, elimizde FETÖ ayıklanması
için yöntem olmadığı gerçeğiyle yüzleşmemizi sağladı. FETÖ'ye kimin
ne derece katıldığı, paralel devlet yapılanmasına hangi eylem,
proje ve niyetle hizmet ettiğini bilemiyoruz.
Buradaki 365 odanın tümünün yönetim kadrolarının istifasını
istemek, bir yöntem olabilir. Benzeri, YÖK'te denenmiş ve bin 577
dekanın istifası istenmişti. Bakan Bülent Tüfenkci oda, borsa ve
kooperatiflerden bin 500 yöneticinin görevden alınacağını
söylüyor.
Yönetim kadrolarında FETÖ ile iş tutanların kimler olduğunu
belirlemede, "fazla bilgi az kanaat" kullanılması gerekiyor. Zira
bu süreçte ortalık ihbarcıdan ve infazcıdan geçilmiyor. Kendini
saklayanından, dün desteklediği darbeye bugün sayıp sövene dek her
şey birbirine karışmış durumda.