İş dünyasından bir yıldız kaydı... Mustafa Koç, dün veda etti. Sadece Koç ailesi için değil aynı zamanda ülke için büyük bir kayıp bu... Değer üretenin değerini bilen herkesi yasa büründüren Mustafa Koç'a Allah'tan rahmet diliyorum.
Toplumsal sosyal sorumluluk, büyük holdinglerin giderek daha fazla önem verdiği konudur. Mustafa Koç da hem başında olduğu holding hem bağlı yüzden fazla şirket hem de şahsen kendisi, pek çok topluma katkı projesine destek veriyordu.
Beni en çok etkileyen "Meslek Lisesi Memleket Meselesi" projesi oldu. Zaman zaman yazdığı mektuplarla proje sürecine dair bilgi verir, destek taleplerini iletirdi. Amaç, endüstrinin ihtiyaç duyduğu ara eleman açığını gidermek için somut, netice odaklı adımlar atmaktı. Umarım bu projesi öksüz kalmaz ve devam eder.
Mustafa Koç ile birlikte çalıştığımız dönemde kendisinin iş yapma tarzı ve yönetim yaklaşımı hakkında gözlemlerim oldu. Bana göre pek çok vasfı arasında en belirgini, insanları rütbesiz dinlemesiydi. İster tepe yöneticisi ister yeni işe başlayan olsun, herkesi, göz hizasında, pür dikkat dinlerdi.
Dinleme deyip geçmeyin. Bugün çoğu tepe yönetici, astlarıyla "dikey ilişki" kurar. Üslup "buyruk" tarzıdır ve iletişim tonu, dinlemekten ziyade konuşma ağırlıklıdır. Rahmetli Mustafa Koç, göz temasını kaybetmeden ama daha da önemlisi her kelimeyi yakaladığını gösteren ilgiyle dinlerdi.
Koç Holding, onun tepe yönetimini devraldığı 2003'ten bugüne katlanarak büyüdü. Bazı sektörlerden çıktı, bazılarına odaklandı ve zıplayarak büyüme stratejisiyle bugün ülkenin açık ara en büyük grubu haline geldi.
Gelir gelmez koyduğu hedef, "önümüzdeki 5 yılda Fortune 500 listesinde ilk 200'e girmektir" dedi ve fazlasını başardı. Bilgi Grubu Başkanı Ali Koç ile geliştirdiğimiz "Koç 2003 dijital dönüşüm" projesini sahiplenip gereklerini hayata geçirmede ısrarlı takipçi tutumuyla başarılı oldu.
Mustafa Koç ile geçen yıl Güney Afrika'da idik. Buradaki büyük beyaz eşya üreticisi Defy'yi satın alarak Afrika kıtasının en büyüğünün bir Türk şirketi olmasını sağlayan vizyon, tamamen kendisine ait. Söylediği, sadece ülkede lider grup olmanın yetmeyeceği, Türkiye'nin iddiasını sürdürebilmesi için bölgesel hatta küresel çapta atılımlara ihtiyaç duyduğuydu.