Öyküyü hatırlarsınız, Nasreddin Hocamız kıt kanaat geçindiği bir
yılın kara kışında bakmış ki arpa saman yazı getirmeyecek... Eşeğin
arpasını her gün biraz kısmaya başlamış. Kısa kısa hayvancığızın
yemi günlük bir avuç arpa olmuş. Bir gün ahıra girdiğinde eşeğin
öldüğünü gören Hoca "yazık oldu" demiş: "Tam açlığa alışmışken ömrü
yetmedi." Müşterinin "velinimet" olduğu çağlar çoktan tarih oldu.
Şimdi "müşteri kraldır" sloganı moda.
Ama buradaki "kral" kelimesine takılmayın zira kurnazlığı "maharet"
zannedenler için "eşek" muamelesi görüyoruz.
Evime yakın diye neredeyse mutfağım olarak kullandığım bir zincir
restoran vardı. Sevdiğim ana yemeğin fiyatını hemen hemen her ay
artırdı, durdu.
Bir gün de tabağın içindeki patatesi çıkardı, "ilave ücret" ile
satmaya başladı.
Sordum "neden?" diye... "Bu bizim şirket politikamız" cevabını
aldım. Tepkimi "Benim de müşteri politikam bana tuzak kuran
restoranlarda yemek yemeyi reddetmektir" diyerek bir daha
gitmedim.
Daha sonra o adreste başka bir restoranın açıldığını gördüm.
Kapanmış ve küstürdüğü müşterileri, teker teker ayağını kesmiş...
Her gün arpası kısılan eşeğin "açlığa alışması" bu kadar oluyor
işte.