Dünya Petrol Kongresi açılışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan, "Türkiye, artık enerji uzmanları tarafından 'enerjinin
İpek Yolu' olarak isimlendiriliyor" diyor. Turkey For Energy
mottosu da zaten 22'ncisi İstanbul'da yapılan kongrenin bu tezi
benimsediğini gösteriyor.
İpek Yolu, geride kalan 2'nci bin yılın en büyük projelerinden
biriydi. Üzerinden geçtiği ülkelerin bahtını değiştiren, önemi
azaldığında da tarihin akışını dönüştüren güce sahipti.
Kaybettiği itibarı Üçüncü bin yılda, yeniden katlanarak geri
geliyor ve adı da "Kuşak&Yol" oluyor.
Türkiye, Pekin'den başlayıp Londra'ya dek uzanan asrın projesinde,
orta koridorun sahibi ve Çin'in tabiriyle "vazgeçilmezi"
durumunda...
Nitekim bizler, Batı'nın engellemelerine rağmen bu projeye, Boğaz'ı
alttan üstten 7 kez geçerek başladık bile.
Şimdi, Kuşak&Yol'un sadece ulaştırma değil aynı zamanda
enerjiden ticarete, siyasetten güvenliğe dek içeriğini
geliştiriyor, önemimizi pekiştiriyoruz. Başbakan Binali Yıldırım'ın
"köprü oluşturuyoruz" sözleri ve Bakan Berat Albayrak'ın "anahtar
rol üstlendik" ifadesi zaten bu olguyu anlatıyor.
Küresel enerji ihtiyacının 2050'de şimdikinin 2 katı olacağı ve
Pasifik Havzasında Türkiye'nin ilk 10 ekonomi içinde bulunacağı
düşünülürse, Kuşak&Yol'un bizler için önemi ortaya çıkar.