Cumhurbaşkanı dün G20 Zirvesi'nde Pekin-Londra demiryolu
hattından bahsetti ve tarihi İpek Yolu'nun güncel projesinin yeni
bir şey olmadığını, bizim kendimize düşeni yapma yolundaki
gelişmeleri aktardı dünyaya...
Biri Boğaz'ın altından geçen Marmaray olmak üzere Yavuz Sultan
Köprüsü'ndeki geçişleri aktarıp "Londra'dan çıkan Pekin'e bu raylı
sistemle ulaşabilir" dedi.
Bir diğer adım olarak, Kars- Tiflis- Bakü hattından söz etti, Kars-
Edirne raylı sistemini dillendirdi. Sözlerini, İpek Yolu'nun bu
yeni yüzü sayesinde Pekin ve Londra'nın bu noktada daha güçlü hale
geleceği vurgusuyla bitirdi.
Cengiz Han için "ikinci bin yılın en büyüğü" derler. Geçen bin
yılda İpek Yolu'nun ele geçirip güvenliğini sağladığından ötürü...
Örnek ilginç, Macar bakire, elindeki kristal vazoda taşıdığı
altınları, kırmadan, çaldırmadan, tecavüze uğramadan Pekin'e
ulaştırabiliyordu.
Günümüzde küreselleşmeyi motorlu araçların her türü ve
havayolundan, deniz, kara ve demiryoluna dek her yöntemle sağladık.
Telgraf sayesinde insandan daha önce bilgisinin yol almaya
başlamasıyla devreye internet girdi ve bugün bitler baytlar ışık
hızında yol alıyor.
Fakat Tesla'nın prototip ışınlaması henüz hayal olduğundan,
atomların yer değiştirmesi için hâlâ yollara ihtiyacımız var.
Burada ticaret yollarının hâkimiyeti önem kazanıyor. Tam da bu
noktada, Çin ile Türkiye arasında uzanacak 6 bin kilometrelik
demiryolu projesini görüyoruz.
Bizler demiryolu devrimini kaçırdık. Ancak şimdi bu devrimi "hızlı
tren" atılımıyla yakalıyoruz. Havayolu ve otobüs ağının zaten
insanları hızlandırdığı Türkiye'de bana göre "yüklerin hızlanması"
daha da hayatidir.
Çin ile Türkiye arasında 2039'da tamamlanacak yeni demiripek yolu,
150 milyar $'lık dev bütçesine değecek zenginlik oluşturacak.
Türkiye bu projeye sahip çıktı ve Pasifik yüzyılının dev aktörü Çin
ve civar coğrafyaya, 30 saatte ve makul fiyatta yükleri taşıyabilme
becerisi kazandıracağını beyan etti.