Bu seçimin eskilerden bir farkı da ekonominin daha çok
konuşuluyor olmasıdır. Seçim beyannamelerinde ekonomik vaatler
geçiştirilmiyor, detaylandırılıyor. Öyle ki seçmene "kaynak hesabı"
da veriliyor artık.
Ancak dikkat çeken bir konu, muhalefetin vaatlerinde gizli yarışa
girmesidir. Emekli, esnaf, borç silme, vergi imtiyazı ve mazot...
Evet, bildiğiniz mazot.
Aslında ilk lafını eden Genç Parti'nin Başkanı olmuştur. Cem Uzan,
seçim meydanlarında birbirinden uçuk vaatler savururken mazotun
litresini 1 liraya indireceğini söylemişti.
O dönemde üzerinde fazlaca mizah ürettik fakat gördük ki muhalefet
mazot üzerinden siyaset dili geliştirmiş... CHP 1.5 lira olacak
diyor. MHP 1.75 lira sözü veriyor. HDP, kaçak mazot imkânından
bahisle bedavaya getiriyor. BTP, 5 yıl ücretsiz dağıtacağını
söylüyor.
Muhalefetin bu mazot fetişizmini anlamak mümkün değildir.
Türkiye'de tarımın tek derdi mazotmuş gibi bir algı oluşturdular.
Oysa tarımın girdileri içinde mazotun yeri, "belirleyici"
değil.
Tarımın desteğini taban fiyat üzerinden denedik, gördük ki
kaynaklar heba olmuş tarım gelişmemiş. Batıda tarımda ciddi destek
var. Tek fark, onların bu işi akıl odağında yapmaları... Amaç
çiftçinin cebine para koymak değil, üretimi artırmak... Bu yüzden
iş planı olmayan çiftçiye kaynak aktarılmaz.
Ucuz mazotun ülke tarımına ne kattığını bilmiyoruz. Çünkü
ölçemiyoruz. TÜİK'in resmi ama gayrı ciddi verileri size tarımsal
girdi olarak mazota dair anlamlı bilgi sunmaz. Ancak şurası net:
Vergisiz haliyle litresi 1.85 liraya mal olan mazot temini tarıma
değil bütçe açığına hizmet edecek.