Beyaz yakalı büro çalışanlarını biliriz. Mavi yakalı kol işçilerini de… Klasik sendikalizm, yüzyıldan bu yana, stratejilerini bu tasnif üzerine oturtur. Son çeyrek yüzyılda, "evden çalışan" diye başka bir tanım geldi. Ben, bunlara "yakasızlar" diyorum.
Fakat teknoloji, robotları mümkün kılarak, yeni ve farklı bir tür ortaya koydu; metal yakalılar… Bunlar, mavi, beyaz yakalılar veya yakasızlar gibi davranmıyor. Mesai kavramı yok, sağlık sigortası istemez, öğle yemeğine çıkmaz, sigara paydosu bulunmaz, zam, sendikal hak talep etmez.
İşletme sahibi açısından bakınca, "emek, sermaye, hammadde" gibi üretim faktörleri üçlemesinde, emeğin karşılığı gibi durur, "1 Mayıs" veya "Proleter ayaklanma" gibi zararlı cereyanlar riskini bertaraf eder. Tek sorun; bu robotların ilk satınalma maliyeti ve son derece düşük bakım, enerji gideridir.
Büyük resme bakınca, işletme sahibi için kısa vadede harika gibi görünen durum, orta ve uzun vadede, kendi orijinal risklerini tanımladığı gibi, yeni ve farklı sorunları da toplumun hayatına sokar.
Geçen yıl İsviçre'de yetişkinlere 2,500, çocuklara 625 Franklık maaş öngören referandum reddedildi fakat "çalışsın çalışmasın herkese maaş" fikri, daha da güç kazandı. Zira robotlar üretime giriyor ve üretilenleri birileri satın almalı…
Öneriye karşı çıkanlar "Marksist bir rüya" demişti. Ret gerekçeleri arasında, halkın işlerini bırakmaya teşvik edeceği kaygısı vardı ve bu kaygı boş değildi. Daha doğrusu işinden olacakların markete gidebilecek gelire ihtiyacı olduğu savunuldu. Çünkü robotlar pazara gidip giyecek, yiyecek almıyor, enerji dışında tüketmiyor.
World Economic Forum'un 2020 tahmini ilginç; "dünyada 5 milyon işçi kovulacak" ve yerini robotlara terk edecek. Bu da zaten durgunluktan çıkamayan dünyada işsizliğin artması, tüketimin zayıflaması anlamı taşıyor.
Öneriye karşı çıkanlar, bunun uzun vadede ekonomiye sekte vuracağı ve ülkedeki "aylak" göçmenleri besleyeceğini, öneri sahipleri de "düzenli maaşı olan iyi bir iş bulmanın