Cumhuriyet tarihinin en büyük krizi 2001'de Moody's Teyze, kredi
notumuzu 6 basamak birden indirmiş ve bizi çökertmişti. Yetmemiş,
2003'te "tezkere geçmezse notu indiririm" şantajıyla ikinci darbeyi
vurmuştu.
Sonra durum değişti, Ak Parti iktidarının farklı dinamikleriyle
kredi notumuzu yeniden "yatırım yapılabilir" düzeyine çıkarmak
zorunda kaldı. 15 yıl aradan sonra Moody's fabrika ayarlarına döndü
ve performansımızı "dünyaya örnek" gösterdikten 3 gün sonra notu
indirdi.
15 Temmuz işgal kalkışmasında tepelediğimiz FETÖ militanları ve
darbeci haydutların yurtdışı üyelerinin Türkiye'ye 2 farklı koldan
saldırıya geçeceğini biliyorduk. Bunlardan biri insan hakları
ihlalleri propagandası ile ülke itibarımızı zedelemek, ikincisi de
ekonomi üzerinden vurma planı idi.
İnsan hakları ihlali söylemlerine karşı geliştirdiğimiz tedbirler,
iş dünyamızın ve kamu diplomasisinin gayretleri sonucu Türkiye'de
gerçekte neler olup bittiği, Yenikapı ruhu, demokrasi nöbetlerini
zamanında yabancılara anlatarak bu silahı nispeten
etkisizleştirdik.
Şimdi ise Moody's canlı bombasını piyasada patlatıp ekonomik işgali
denediklerine şahit olduk. 15 yıl önce Moody's "domdom" kurşunu ile
yere serilmişken şimdi çizik ile "dimdik" ayakta olduğumuzu
gördük.
Bu, zarar görmediğimiz anlamına gelmiyor kuşkusuz... Zafer
sarhoşluğuna kapılıp "acıtmadı ki acıtmadık ki" çocuksu sevinciyle
geçiştirilecek bir konu değil zira. Finans tiranlarının güdümündeki
not çetelerinin diğer üyeleri de benzer ekonomik işgal girişimini
deneyecektir.
Dün bilgiye erişimin sınırlı, finansal analizlerin pahalı ve
teknolojinin bilgi derlemeişleme gücünün zayıf olduğu zamanlarda
semiren notçular bugün, kurumsal fonların hâlâ dikkate aldığı
kuruluşlar.