Yeni yılın ilk çalışma haftası, Ortaköy katliamının psikolojik
sürecindeki "2017 tahminleri" ile geçiyor. Genel söylem "ekonomi
saldırılara rağmen sağlam ama güven ortamı atılıma uygun değil"
şeklinde.
Bu söylemler ve karamsar zihin yapısı bana göre terörün değirmenine
su taşımaktır ve teröristlerin ekmeğine yağ sürmektir.
Nitekim ekonomideki her olumsuz veriyle zil çalıp oynayanların
piyasaya pompaladığı olumsuzluk, 2017'ye yönelik beklentileri
karartmaktadır.
Benim 2017 beklentim şudur:
Neye inanıyorsak, bu yıl öyle geçecek. Eğer "yatırım- atılım" için
"huzur -güven" şartı koşuyorsanız, büyük ihtimalle huzur gelse de
sizi bulamayacak zira kaybedeceksiniz.
Ancak karmaşada yol alma düsturunun hâkim olduğu günümüz dünyasında
"atılım -yatırım" için harekete geçerseniz, zaten huzura ve güvene
davetiye çıkarmış olacaksınız.
Hükümetin KOBİ'lere yönelik destekleri, yatırımcılara dönük
teşvikleri ve büyümeyi hızlandırmak için attığı adımlara rağmen,
terörün psikoloji sürecine kapılıp KOSGEB yerine KÖSTEK olmak gibi
eylemsizliği seçmek, en büyük gaflet olacaktır.
Şu anda ülkemiz savaşta... Herkes ve her kesim bu savaşı farklı
algılıyor. Mehmetçik, özel güvenlikçilerimiz şehit veya gazi
olarak, bölgedeki insanımız düşen füzelere hedef olup
algılıyor.