Sektörel tanıtım grupları, Türkiye'nin değerlerini dünyaya
tanıtmak ve ihracata destek vermek amacıyla oluşturdu. Fikir
şahane... Peki uygulama?
Aceleci okur için söyleyeyim dökülüyorlar.
Elbette işini iyi yapanları var ancak teoride mükemmel bu proje,
pratikte pek işe yaramamış gibi. Bir zamanlar İGEME (ihracatı
Geliştirme Merkezi) vardı, verimsiz uygulayıcılar yüzünden tarih
oldu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) içinde 16 sektörel tanıtım grubu
var: Kanatlı, deri, makine, kuru meyve, makarna, bulgur, bakliyat,
bitkisel yağlar, seramik, süs bitkileri, un ve unlu mamuller,
zeytin, zeytinyağı, su ürünleri, narenciye, fındık, şekerli
mamuller, savunma ve havacılık, kozmetik gibi ihracata değer
neyimiz varsa, tanıtmak için "grubunu" kurmuşuz.
İçlerinde parlak projelerle yurtdışında ürünümüzü tanıtmada
fevkalade başarılı olanları özenle ayrı tutarak, gözlemlerimden
yola çıkıp söyleyeceğim şudur: Türk'ü Türk'e tanıtıyor, yurtdışını
fuar standından ibaret görüyor, çoğu da birlik parasıyla gezip
tozuyorlar. Yurtdışı fuardayız. Tanıtım grubumuz orada ürünü
sergiliyor, ziyaretçilere anlatıyor.
Peki, hepsi bu mu? Evet bu... Gerisi? Gezip tozmak, gidilen şehrin
gece âlemlerine akma, birkaçına tanık olduğum hovardalıklar...
Bitti gitti...
Eee, tanıtmış mı olduk şimdi? Peki ya zaten bildiğim ürünümü
içeride bana tanıtanlara ne demeli?
Tamam, iç pazar da cazip fakat ihracat yapıyoruz bayanlar baylar...
Neyi kime nasıl tanıtıyorsun? Bir algı araştırması yapsan, etki
analizi yapsan? Ölçemeyince bilemiyor, bilemeyince
yönetemiyoruz.