Hem de üçü bir arada... Küresel kriz sabıkalılarından
Standart&Poor's, Fitch ve Citi'nin Türkiye'deki kur
hareketliliğini tahrik eden açıklamalarını okuduk. Tıpkı bundan
önceki seçimde olduğu gibi, sandığı ekonomi üzerinden etkileme
amacındalar.
Not mafyasının teyzesi olarak bilinen Moody's, 2001'de Türkiye'nin
kredi notunu 6 puan birden indirerek krizi ateşlemiş ve o dönemde
ülkeye büyük kayıplar yaşatmıştı.
İzleyen süreçte Ak Parti hükümetlerinin aldığı tedbirler, artan
ihracat, katlanan milli gelir ile ekonomi güçlenmiş, not mafyasının
sesi soluğu kesilmişti.
2011'de %8.8'lik büyümeye imza atan Türkiye, "2023 hedefleri"
üzerinden gelişmiş ilk 10 ekonomi arasına girme hedefini ilan
edince, not mafyası dâhil, pek çok yabancı kurum, yerli
işbirlikçileriyle ortaklaşa operasyonları başlatmıştı.
Gezi gerginliği, 17-25 Aralık operasyonları, hangi merkezden
geldiği belirsiz 5.5 puanlık faiz artışı, FETÖ haydutlarının 15
Temmuz işgal girişimi ve peş peşe gelen algı operasyonları...
Önceki seçimlerde Türkiye'yi "Kırılgan Beşli" üyesi diye damgalayıp
cari açığı yüzünden en kırılgan ülke ilan etmişlerdi.
Bunların hiçbiri işe yaramamış, seçimin ardından aynı çetelerin
yaptığı yorumlar geceden sabaha dönüşerek "Türkiye yükselen yıldız"
methiyesine evrilmişti. Şimdi önümüzde sandık var ve 24 Haziran'a
dek benzeri algı operasyonlarının süreceği ortada...
Küresel haydutlardan bu aşamada piyasaları tedirgin etmeleri ve
döviz üzerinden bu tedirginliği durgunluğa tevil için yeni
saldırılar düzenlemeleri beklenebilir. Bize düşen sükûneti elden
bırakmamak ve bildik senaryonun kaybeden figüranı olmamaktır.