Reform yılında bazı eski alışkanlıklarımızı gözden geçirmemiz
şart. Reform, zihinde başlar ve değişen fikirlerimizi, yeni
alışkanlığa dönüştürdükçe hayat bulur. Sorgulamamız gereken,
işbirliği becerisine dair eksiklerimizdir.
Anadolu Kaplanları üzerine düşeni yaptı. Yerel
kalkınmanın dinamosu, ihracatın akıncısı,
ekonominin can simdi oldular. Rahmetli Özal'dan
sonra başlayan ihracata dayalı dışa açık
büyüme sürecinde, KOBİ
gerçeği sayesinde Anadolu'nun gücü fark edildi,
krizlerden çabucak çıkmamız temin edildi.
Ancak şimdi Türkiye, farklı viteste... Ölçek değişti, işler
daha karmaşık hale geldi, küreselrekabetin
şartları çetinleşti. Hal böyle olunca Anadolu Kaplanları'nın
"aslanlaşma" zorunluluğu doğdu. Zira kaplan stratejisi, gerek
şart idi ama yeter
şart artık örgütlü veölçekli yapılardan
geliyor.
1996'da Milliyet'te ekonomi yönetmeniyken Anadolu'daki
iktisadi uyanışı ve dinamizmi yerinde görmek için bütün
ekibimle sahaya yayıldık. Karış karış gezdiğimiz Türkiye'de fark
ettiğimiz şu oldu: Çabuk doğan çabuk yok olan, daha önce
birikimi olmadığı için kaybedecek şeyi de bulunmayan, az
kaynakla çok istihdam oluşturan ve yeni işlere, alanlara
girme cesareti bulunan işletmeler doğmuş.