Türkiye 2011'deki %8.8'lik büyümesi ardından, gazfren tartışmalarıyla yavaşlatıldı. Bazıları Kabine üyesi olmak üzere bir grup ekonomi tepe yönetimi "küresel kriz geçmedi, temkinli olalım" gerekçesiyle gaz-fren tartışması başlattı. Onların ifadesiyle "beşinci vitesten dördüncü vitese inelim, tedbirli, temkinli büyüyelim" denildi.
Aslında öykü burada bitiyor ama siz devamını biliyorsunuz: Gezi Parkı gerginliği, 17 ve 25 Aralık operasyonları, dövizi zıplatıp Merkez'e 5.5 puanlık faiz artışı zemini, notçusundan paraleline dek Türkiye'yi itibarsızlaştırma gayreti, kırılgan beşli söylemi... Hatta MİT TIR'larını aratacak kadar Paralel ihanet girişimlerine rağmen durdurulamayan Türkiye.
Durdurulamayan ama yavaşlatılan Türkiye aynı zamanda... 3 bin 500 $'dan tırmandığımız 10.500 $ fert başına milli gelirde takılıp kalmamız... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifadesiyle "patinaj" süreci... Kur, kuraklık, döviz savaşları, korumacı yaklaşımlar ve daha pek çok küresel ekonomideki olumsuzluk bu patinajda etkili olabilir.
Fakat bütün süreci, bizim dışımızdaki etkenlerle açıklamak doğru olmaz. Neticede yapısal alanın restorasyon ihtiyacı, kendini belirgin kılıyor ve yönetimde devrimci adımlar atılması gerektiğini gösteriyor. Patinaj benzetmesinden gidersek... Ya yolu düzeltirsiniz veya aracınızı, arazi vitesine geçirirsiniz.