Sabah Yazarlar Kulübü olarak Çin'de yaptığımız konferansların
son günü Pekin'deydik. Tıpkı Şanghay'da olduğu gibi konferansa ilgi
son derece fazla ve sorular yoğundu. Anladığım, Çin ile Türkiye
benzeri temaslarla birbirlerini doğrudan ve derinlemesine tanıdıkça
Pasifik Çağı'nda bizleri çok farklı ikbal beklediğidir.
Çin üzerine yığınca makale okumuş biriyim. Hele ki izlediğim
belgesel, seyrettiğim filmleri de hesaba katarsak pek fazla
enformasyon sahibi olduğumu iddia edebilirdim.
Ta ki buralara gidip gelmeye başlayınca, bu enformasyonların ya
eksik veya yanlı olduğunu kavradım.
Neticede biz Çin'i, Batı'nın elimize tutuşturduğu kitaplardan okuya
gelmişiz.
Bizim işadamları bu ülkeyle iş yapmaya başladıkça Çin hakkında
ihtiyaç duyduğumuz bilginin niceliği de niteliği de artmaya
başladı. Burada sorun, bu bilgilerin sürekli ve sistematik hale
getirilmesi eksiğinden doğuyor.
Şükür ki Sabah Yazarlar Kulübü olarak başlattığımız bu girişim
sayesinde kurulan temaslar, iki ülke ve toplumları arasındaki bilgi
akışını, Batı filtresi, merceği olmadan yansız, ziyansız
sağlayabilecek.
Gezimizde bize eşlik eden Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü
Mehmet Akarca, bu ihtiyacı önceden hisseden yöneticilerimizden
biri.
"Çin için yepyeni bir atılım içindeyiz" diyor Akarca; "iki ülke
gazetecileri karşılıklı bir araya getiriliyor. Washington, Berlin,
Brüksel, Moskova'da olduğu gibi... Örneğin Çin'in Batılı yayın
kuruluşlarının haberleri ile oluşan kamuoyu bu kez iki ülke
gazetecilerinin buluşmasıyla, Türkiye'deki pek çok gerçeği Turkuvaz
Grubu gazetecilerimizin ağzından bizzat duymuş oldular." Mayısta
Çin'e resmi bir ziyaret yapması beklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın
bu ziyareti öncesi, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Mehmet
Akarca, Çinli mevkidaşı ile bu ziyaret sırasında imzalanması
planlanan protokol ile ilgili son değişiklikleri gözden geçirdi.
Protokol ile gazetecilerin temaslarının artırılması ve medyalarımız
arasında daha sıkı işbirliği öngörülüyor.